Ruanda Afrika kıtasının tam ortasında yer alıyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Brundi, Tanzanya ve Uganda arasında kalan, yüz ölçümü olarak küçük ülkelerden biri. Ruanda’da aileleri ile birlikte yaklaşık 400 bin kişi geçmini kahveden sağlıyor. Ruanda üretiminin tamamını Arabica çekirdekleri oluşturuyor. Genellikle Bourbon mutasyonlarının üretiminin yapıldığı ülkeden gelen bu lot, Castilla ve Caturra Bourbon varyetelerinden oluşuyor.
Caturra Guatemala’da keşfedilen bir tür ve zamanla birçok orta Amerika ülkesine dikimi yapılmış bir varyete. Caturra’nın hassas olduğu nokta ise pas hastalığı bu nedenle bu hastalığın gelişme gösteremediği coğrafya ve toprak örtüsünde oldukça başarılı sonuçlar veriyor. Yakın amana kadar Kolombiya üretiminin hemem hemen yarısını oluşturan bir varyeteydi. Son dönemde devlet desteği ile Kolombiya’da yerini Castillo’ya bırakmaya başladı. Castillo ise bir Caturra mutasyonu ve pas hastalığına karşı oldukça dirençli.
AB derecelendirmesi elek ölçüsüne göre yapılan bir derecelendirme 16 elek kahve çekirdekleri için kullanılıyor. Intore kelimesi Kinyarvanda dilinde ise seçilmiş kişi anlamına geliyor. Intore dansı ise Ruanda’nın geleneksel danslarından. Bu çekirdekler Ruanda’nın Demokratik Kongo Cumhuriyeti sınır noktasına yakın Cyangugu kentinin "seçilmiş” çekirdeklerinde oluşuyor.
Detaylı Bilgi
Cyangugu, Ruanda Rusizi bölgesinin başkenti, Kiwu Gölü kıyısında, Nyungwe Ormanı’na komşu bulunan kent, su kaynakları açısından oldukça zengin ve nemli bir iklime sahip.
Kahve Ruanda’ya ilk olarak 1904'te Alman sömürgeciler tarafından getiriliyor. Ama ticari olarak üretimin artışı ise 1930'larda Belçika yönetimi altında gerçekleşiyor. Belçika Sömürge hükümeti, "yüksek üretim-düşük kalite" mottosunu ülke genelinde yayarak, kahve üretilen alanı olabildiğince genişletmeye odaklanıyor. Ülke, uzun yıllar çok düşük kaliteli kahve üreticisi olarak ün salıyor ve 1980’deki ekonomik kriz ve ardından 1994 soykırımını izleyen siyasi kargaşa sırasında kahve üretimi neredeyse tamamen sıfırlanıyor.
Nüfusun sekizde birinden fazlasının (başta Tutsi azınlık olmak üzere) yalnızca 100 günde katledildiği 1994'te patlak veren şiddetin boyutu inanılmaz. Bu hayal edilemez yıkımdan, Ruanda olağanüstü bir şekilde çıkmayı başarıyor. Şimdi bölgedeki en istikrarlı ülkelerden biri olarak kabul ediliyor ve ekonomisi 2003 yılından bu yana yıllık ortalama %7-8 oranında büyüyor.
Kahve ticareti büyük hacimlerle yapıldığı için taşımacılıkta deniz ulaşımı kullanılıyor. Ruanda’nın en zorlandığı noktalardan biri ise bu çünkü Ruanda Denize kıyısı olan bir ülke değil ve mallarını ya Tanzanya ya da Kenya üzerinden göndermek durumunda. Bu da onlar için bir maliyet demek. Bu maliyetin yük olmasını engellemenin yolu ise -zamanındaki Belçika yönetiminin aksine- kaliteli üretim, daha yüksek fiyat mottosuna odaklanmak.
Hal böyle olunca kahve üretimi ülkede hem halk tarafından hem de devlet destekleri ile oldukça bilinçli ve kontrollü gerçekleştiriliyor. İthal edilmeden önce kahve her adımda ayıklanıyor ve defectlerden arındırılıyor. Son 15 yılda yıkama istasyonlarına ve kahve ayıklama ekipmanlarına çok ciddi yatırımlar yapıldı. 2008 yılında ilk defa düzenlenen Rwanda Cup of Excellence yarışması sonrasında hem ürünlerine talebi katladı hem de daha iyisini üretebilmek için yatırım yapacak nakit akışını sağlamış oldu.
Güzel bir aroma ve lezzetli. Su gibi gidiyor.